Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Ocak 2011 Cuma

CEM ADRIAN


Akort Dergisi Mart-Nisan/2009
BAŞKENTİN MÜZİĞİMİZE ARMAĞANI:  CEM ADRİAN
Yaptığı her çalışmada farklı bir müzik tarzıyla karşımızda olan Cem Adrian, son albümü “Emir”de bu kez elektronik öğelerle rock soundunu birleştiriyor. Sadece içinden gelen müziği yapan Adrian, daha anlatacak çok şeyi olduğunu söylüyor. 
Cem Adrian, Yugoslav kökenli genç bir müzisyen… Radyocu olarak başladığı müzik hayatı, Fazıl Say’la yollarının kesişmesiyle bambaşka bir yolda ilerliyor. Bilkent Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesinde özel öğrenci olarak kabul ediliyor ve ardından albümler… Adrian’ı farklı kılan asıl özelliği ise; 6,5 oktavlık sesi ve normalden 3 kat daha fazla uzunlukta olan ses telleri… Enstrüman çalmayı bilmiyor, bestelerini ise sesiyle yapıyor. Aynı parçada bas, bariton, tenor, kontrotenor, alto gibi sesleri kendi çıkarabiliyor. “Bunun bir mutantmışım gibi algılanması beni rahatsız ediyor aslında. Sanırım sadece teknik olarak geçişlerdeki rahatlığı sağlıyor bana. Fakat normal bir insana göre daha hassas ve sürekli dikkatli olmak zorundayım.” Sesindeki bu özel durumu keşfedişi ise şöyle: “Doğduğunuz günden beri sizinle olan bir şeyin üzerindeki değişimi fark edebilmek kolay değildir. Doğal olarak ben de pek farkında değildim. Zaman içerisinde sevdiğim şarkı ve şarkıcıları taklit etmeye başladım ve benzer şeyi arkadaşlarımın yapamadığını gördüğümde bunun bir farklılık olduğunu anladım. Ben sadece sesimle oynardım ve enstrüman çalmayı bilmediğim için o sesleri kendim çıkartırdım.” Geçtiğimiz aylarda 4. albümü “Emir”i yayınlayan genç müzisyen, müziğini anlattı.
 “ANLAŞILMAMAK GİBİ BİR KAYGIM YOK”
Her şey gibi müziğin de çok çabuk tüketildiği bir dönem yaşıyoruz. Oysa siz şarkılarınızda, albüm kapaklarınızda, kliplerinizde bütün olarak bir şeyler anlatıyorsunuz aslında… Cem Adrian’ın müziğiyle anlatmaya çalıştığı nedir? Yaşadıklarımı ve hissettiklerimi anlatıyorum. Daha anlatacak çok şeyim var fakat her şeyin sırası ve zamanı geldiğinde yapılması gerekir. Ben verdiğim demeçlerde günümüz Türkiye'sinde insanların, sanatın, aşkın nasıl kirletildiğini ve yok edildiğini anlatıyorum. Çok sivri dilli olduğum söyleniyor, ukala bulunuyorum belki ama umurumda değil. İnsanların bu kadar sindirilmiş ve küstürülmüş olması beni deli ediyor. Ve sanatçılardan sadece biraz daha duyarlı olmalarını istiyorum. Tabii ki birileri şaklabanlık yapar birileri eleştirir kimisi de izler. Bunu inkar etmiyorum. Ama gün gelir dalkavuk saraydan kovulur, kral tahttan indirilir.
Müziğinizi bir kalıba sokuyor musunuz, nasıl tanımlıyorsunuz? Ben bile bir kalıba koyamıyorum. Ama teknik olarak düşüneceksek eğer, bana göre pop-rock son albümüm. Bir önceki “Seçkiler 1” ethnik, “Aşk bu Gece Şehri Terk Etti” avangard-trip ve ilk albüm “Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım” ise deneysel bir albümdü. Yani her albümde bambaşka şeyler yaşayıp hissettiğim için müziğim de değişiyor, -ki değişim yaşanacak en güzel şeydir yeryüzünde.
Farklı çalışmalar içinde bulunuyorsunuz, yeterince anlaşılabildiğinizi düşünüyor musunuz?  Hayır, tabii ki. İnsan beyninin alışmış olduğu belli akorlar ve tempolar vardır. Bu ülkelere göre şehirlere göre değişim gösterir. Ben doktor değilim, bu nedenle müziğime teknik koyamam. Ben nota öğrenmeyi reddettim bununla övünmüyorum ama hissetmediğim bir şeyi de bana kimse yaptıramaz. Ama benim müziğimi anlayan seven takip eden çok kişi var bizim beklediğimiz rakamın çok çok üstünde. Ve bu kişiler hayatı yaşamı benim gibi görenler sevenler. Her şarkımda birileri kendinden bir şeyler bulabiliyor ve zaten her şarkının da bir sahibi var. Ama ileriki yıllarda yayınlayacağım albümler daha anlaşılmaz olacak birçokları için.
Böyle bir kaygı taşıyor musunuz ya da taşıdınız mı? Anlaşılmak gibi bir kaygım hiç olmadı. Olsaydı ne bu şarkıları yapardım, ne de klipleri. Eğer ki ben sevdiğim şeyi sevdiğim değerler uğruna yapmasaydım, asıl o zaman kim anlardı beni?
Şöhret ve popülarite önemli mi sizin için? Bilmem hiç o duyguyu yaşamadım. Ben hala İstanbul'a geldiğimde İstiklal Caddesi'nde dolaşabiliyorum. Bu çok keyifli. Tabii ki tanınıyorum ama kimse boynuma sarılmıyor. O kadar yapmacık değilim sanırım.
Müzik dünyası büyük boyutlarda bir krizin içindeyken 2008 yılı içinde 2 albüm çalışmasına imza attınız. Bu risk olmadı mı? Çok büyük bir riskti. Ama benim mevsimimdi. Zaten “Seçkiler 1”  hali hazırda bir albümdü çıkarmak istediğim. “Emir”in de son rötuşları kalmıştı. Krizde çok satış ve konser teklifi beklemek yanlıştı belki fakat her şey tam tersine döndü bizim için. “Emir”, ilk 15 günde “Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti” nin satışlarına geldi. Konser teklifleri iki katına çıktı. Zaten bu krizinde ne kadar göstermelik ve siyasi olduğunu hepimiz biliyoruz.
Müziğin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Gelecekten hepimiz ümitliyiz. Fakat ben bile kendi adıma söyleyeyim iki yıl önce çok severek dinlediğim isimleri sevemeyebiliyorum. Nedeni de bir bakmışısınız, iki kuruş fazla kazanmak için müzik ve sanat hariç her şeyi yapmışlar. Bu nedenle günümüzü eleştirebilirim ama gelecek hakkında kahinlerin işi olsun.
“HERŞEYİN OLABİLECEĞİNİ İSPATLAMAK İÇİN DİRENİYORUM”
Yeni albümü “Emir”i, çırılçıplak olarak tanımlayan Adrian, “Bana göre hayatta insan gerçek anlamda sadece 3 kez çırılçıplaktır. Doğumda, ölümde ve aşkta... “Emir”de aşk karşısında çırılçıplak kalıp, yalansız, çıkarsız ve karşılıksız sevmeyi emrediyor.” diyor. Diğer albümlerinde olduğu gibi genç müzisyen bu çalışmasında da kendi söz ve bestelerine yer veriyor. Şarkılarının iç dünyasındaki karşılığı ise; hayatı, aşkları ve kendisi… 12 şarkıdan oluşan albümün konukları düetleriyle; “Anladım” adlı şarkıda Pamela Spence ve “Kelebek” te Hayko Cepkin… Albüm  turnesinde bir de Amerika turu gerçekleştirecek olan Adrian, sonrasında da başka ülkelerde konserler verecek.  Ayrıca yurt dışında yayınlanacak birkaç derleme albümde şarkıları yer alacak. Sinema ve dizi film müzikleri üzerinde de bir projesi bulunuyor:  “Uçuk kaçık birkaç projem daha var. Zamanı gelmedi henüz ama çok başlardayım şu an onu söyleyebilirim sadece. İnsanlar durup düşündüğünde, istendiğinde her şeyin olabileceğini görsün istiyorum. Bunu da ispatlamak için direniyorum.” Sanatçının, türkülerle başlayan “Seçkiler” adlı albüm projesi ise, ilerleyen günlerde Jazz ya da Aria olarak karşımızda olacak.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder