Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ocak 2011 Cumartesi

HÜSNÜ ŞENLEDİRİCİ

 

Akort Dergisi Mart-Nisan / 2006

 

KLARNET DENİNCE HÜSNÜ ŞENLENDİRİCİ ...

Klarneti ile Türkiye sınırlarını zorlayan Hüsnü Şenlendirici, “Hüsn-ü Klarnet” adlı ilk solo albümüyle birçok insanda klarnet hayranlığı yarattı.

“İnsanlar klarnet dinlemek istiyorlarmış. Klarnet satın alarak, derslere başlayan yüzlerce insan tanıyorum” diyen Şenlendirici, solo albümüyle çok yönlü müzikal anlayışını ortaya koyuyor.  


“Virtüoz” özelliğini kazanmış, müzikseverler tarafından taçlandırılmış önemli ve ünlü müzisyenler özdeş oldukları enstrümanı, vücutlarının bir parçası olarak görürler. Son dönemin klarnet ustası Hüsnü Şenlendirici ile buluştuğumuzda bizi çarpan ilk sözü “Klarnet benim bir uzvum gibi. Onsuz bir hayat düşünemiyorum.”oldu.
İlk solo albümü “Hüsn-ü Klarnet”le iyi bir çıkış yakalayan Hüsnü Şenlendiriciyi ortaya çıkan sonuç çok şaşırtmamış: “Herkes iyi yaptığı şeye inanır ve ‘şu kadar satar’ diye düşünceler olur. Bu albüm bizim bu düşüncelerimizi aştı. Çünkü artık insanlar verileni almak yerine, araştırıp beğenip almak durumundalar. Böyle bir geçiş dönemi var Türkiye’de. Aslında çok fazla promosyon olmadı. Sihirli değnek gibi bir şey… Böylesi bir ilgi beklemiyorduk ama ‘Ne ilginç oldu’ da demedik. Çünkü yaptığım şeye inanıyorum.”
Peki, ülkemizde enstrümantal müzik yapmak oldukça zor bir işken, klarnet neden bu kadar çok sevildi? Şenlendirici hiç düşünmeden yanıtlıyor: “ İnsanlar artık klarnet dinlemek istiyorlarmış. Çok aç bir döneme denk geldi. Bu iş artık klarnet dinlemeyi de geçti. Klarnet satın alarak, derslere başlayan yüzlerce insan tanıyorum. Bir şeylerin değiştiği ve yenilenmeye başladığı bir dönem içersine giriyoruz. Sadece benim albümüm değil bunun göstergesi. İnsanlar artık farklı şeyler dinlemekten hoşlanıyorlar.”
Dedesi ve babasından gelen müzik geleneğini bugüne taşıyan bir müzisyen Şenlendirici… Müziğinin asıl temeli, Bergama’da geçen renkli çocukluk dönemine dayanıyor. 5 yaşındayken öğrenilen klarnet ve ardından gelen köy düğünleri ayrı bir önem taşıyor onun için: “Babam ve dedelerim klarnet ve trompet çalardı. O dönemlerde müzikal alt yapım oluştu. Daha 5 yaşındayken klarnet çalmaya başlamıştım. Düğünlerde usta klarnetçilerle bir arada bulundum.  Her insanın bir yerlere gelirken kat ettiği yollar vardır. Bu  yollar kimi zaman şanslıdır, kimi zamanda şansızdır. Yaşadığım çocukluk dönemimde edindiğim müzikal birikim bana kendimi çok şanslı hissettiriyor. Bu şansıda elimden geldiği kadar en iyi şekilde kullanmaya çalıştım bu yaşıma kadar. Hala da kullanıyorum.” Daha sonra profesyonel yaşamı İstanbul’a gelmesiyle şekillenmeye başlamış: “Ben ilkokul birinci sınıftayken, ailem İstanbul’a geldi. İlkokul bittikten sonra İstanbul’a geldim. Yanan Galata köprüsünde ilk olarak çalmaya başladım. Köprünün altında meyhaneler, birahaneler vardı.  Babamın arkadaşları vardı. Beni oraya gönderdi. 11-12 yaşlarındaydım. Bir yıl sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Çalgı Eğitimi bölümüne yazıldım. Hem okuyup, hem piyasada çalışıyordum. Sanatçılara eşlik ediyordum. Okay Temiz’le çalmaya başladım. 92 yılında ise, İngilizce nedeniyle okuldan atıldım. Çünkü kıvıramıyordum.”

MUAZZEZ ABACI VE KİBARİYE HAYRANLIĞI
Klarnetiyle Bülent Ersoy, Fatih Erkoç, Emel Sayın, Zerrin Özer gibi birçok sanatçıya eşlik eden müzisyenin  hayatında Muazzez Abacı ve Kibariye’nin oynadığı rol oldukça büyük: “Çok ufak yaşlarda ben onlara çalmayı hayal ederdim. ‘Onlara çalarsam artık tamamım’ diye düşünürdüm. 10 yaşındayken çaldım ikisini de... O bir dönüm noktasıydı benim için. ‘Ben bunu yaptım, acaba daha ne yapmam gerekiyor’ diye düşünmeye başladım... O zaman anladım ki insanın sınırları olmaması lazım. İnsan her an her şeyi yapabilirmiş. Onun için bu albümün buralara kadar gelmesi bir enstürmanist olarak, gurur verici bir olay...”
Hüsnü Şenlendiriciyi aslında kurucusu olduğu Laço Tayfadan tanıyoruz. “Laço Tayfa dağıldı sanıyorlar ama dağılmadık” diye belirtmeden edemiyor. İstanbul’a gelip konser veren Brooklyn Funk Essential için kurulan Laço Tayfanın iki albümü de dünyanın her yerinde başarı sağlamış: “Brooklyn Funk Essential, 96 yılında İstanbul’a gelip konser vermişti. Son parçalarını Türk parçası çalmışlar. Bunun üzerine Doublemoon, albüm  teklif etmiş Brooklyn Funk Essential’a. Onlarda kabul etmiş. O parçaları çalmak için bir de Türk grubuna ihtiyaç vardı. Beni aradılar. Askerdeydim o dönemde... Telefonla 13 kişilik bir grup yaptım. Laço babamın grubunun adıydı. Ona eş dost takımı anlamına gelen “tayfa” kelimesini ekledik ve Laço Tayfayı kurduk. Sonra albümümüz oldu birlikte. Ardından insanlar solo bir albüm istediler Laço Tayfa’dan. Köklü bir değişiklik yapıp, farklı elemanları da katıp 8 kişiye indirdik grubu. İki albüm yayınladık. “Bergama Gaydası”ve “Hicaz Dolap”. İki albümde dünyanın her yerinde sattı. Gezdiğim çoğu yerde tezgahlarda ve vitrinlerde gördüm.”
Şenlendirici müzikte çok yönlü olmayı seviyor. Bunu kendi tarzından anlamakta mümkün...Halk müziği, sanat müziği, caz, pop, etnik, otantik gibi müzik tarzlarının birikimi ona ait farklı bir tarz oluşturduğunu düşünüyor. Solo albüme yönelmesinde bunun da etkisi olmuş: “Pozitif, uzun zamandır benle solo albüm yapmak istiyordu. Ben daha çok Laço Tayfa ile haşır neşir olduğum için zaman geçti aradan. Aslında iki yıl önce yapılması gereken bir albümdü.”
“Hüsn-ü Klarnet”te Neşet Ertaş, Zülfü Livaneli ve Sezen Aksu parçaları; Şenlendirici yorumuyla farklı bir havaya bürünüyor. Ön planda olan klarnet ama kanun, bağlama, trompet gibi yan enstrümanlarla bütünlük sağlanıyor. Albüm repertuarını oluştururken “Klarnetimi çalarken duymak istediğim şarkıları seçtim” diyen Hüsnü Şenlendirici şarkı bulmakta değil de zengin bir repertuara sahip Türk Müziğinde şarkı seçmekte zorlandığını ifade ediyor.
“Hüsn-ü Klarnet”in ardından gelecek olan albüm bir  devam niteliğinde olacak: “Sanki devamını yapmak lazım gibi geliyor bana. Ama o anki ruh halime bağlı. O an belki de çok farklı bir şeyler hissedebilirim. Başka bir şey yapmak isteyebilirim. Bilmiyorum, netlik yok henüz... Albümüm çok yeni daha... Ama ufak ufak şekillenecek”
Berlin Caz Festivaline ve New York’taki bir festivale katılan müzisyen, Türkiye turnesiyle gidemediği tüm şehirlere giderek, Hüsn-ü Klarneti tüm Türkiye’ye dinletmek istiyor.

“Leylim Ley”, “Tatlı Dillim” ve “Şina Nari” yi Şenlendirici’nin klarnetinden dinlediniz mi?

HÜSNÜ ŞENLENDİRİCİ’Yİ TANIYALIM
1976 Bergama’da doğdu. 5 yaşında klarnet çalmaya başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Çalgı bölümüne girdi, 4 yıl sonra okuldan ayrıldı. Okay Temiz ile çalmaya başladı. Yüzlerce festivalde Türkiye'yi temsil etti. Başta Türk Müziğinin çeşitli dallarındaki sanatçılar olmak üzere, Türk Pop ve cazının önemli sanatçılarına sahne ve albüm kayıtlarında eşlik etti. Bunlardan bazıları Özdemir Erdoğan, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Müslüm Gürses, Kibariye, Fatih Kısaparmak, Zara, Kubat, Kayahan, Seda Sayan, Emel Sayın, Adnan Şenşes, Zerrin Özer, Cengiz Kurtoğlu, Candan Erçetin, Fatih Erkoç Serdar Ortaç, Athena, İzel, Ayna, Hande Yener, Hasan Cihat Örter, İlhan Erşahin, Mercan Dede...1996 yılında Laço Tayfayı kurdu. “Hicaz Dolap”, “Bergama Geydası” adlı iki albüm yayınladı. Şenlendirici, ayrıca çeşitli TV dizi, film ve reklam müziklerine de imzasını attı. TRT 2 ekranlarında “Dünyanın Türküsü” adlı program ile Televizyon dünyasına girdi. Üzerinde uzun zamandır çalıştığı ilk solo albümü “Hüsn-ü Klarnet”i yayınladı.











           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder