Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ocak 2011 Cumartesi

YONCALODİ



Akort Dergisi Temmuz -Ağustos /2007

MELİH AĞABEYİME SAYGILARIMLA”

Beş yıl aradan sonra “Yolumu Bulurum” ile müzik dünyasına geri dönen Yonca Lodi, geçen süre içinde hiç unutulma kaygısı yaşamamış ama böylesine özleneceğini de hiç tahmin etmemiş ve şimdi tadını çıkarıyor…

“Büklüm Büklüm” ve “Sana Bir Şey Olmasın” gibi şarkılarıyla hala çok sevilen ve dinlenilen Yonca Lodi, ara verdiği müziğe “Yolumu Bulurum” adını verdiği üçüncü solo albümüyle devam ediyor. Müzik dünyasından uzak kalmış gibi görünse de çalışmalarına hiç durmadan devam eden şarkıcı, “Verdiğim aranın tümünde yeni albümün repertuar çalışması için mesaim vardı aslında.”diyor… 1,5 yıllık bir çalışmanın ürünü olan albümde ağırlıklı olarak Lodi ve Febyo Taşel’in imzası var. Ayrıca; Aysel Gürel, Çiğdem Talu ve Ülkü Aker gibi pop müziğin en önemli kadın şarkı sözü yazarları da karşımıza çıkan isimlerden… Hüsnü Şenlendirici, Erdem Sökmen gibi enstrümanistlerin de şarkılara eşlik ettiği albümde, Lodi yine yorumuyla yıllarca dinlenecek eski bir şarkıyı da seslendiriyor… “Unutulma kaygısından çok, sağlam temeller atmak beni daha çok ilgilendirdi” diyen şarkıcıyla yeni albümünü konuştuk…

 “Yolumu Bulurum” da önceki albümlerinizde olduğu gibi cover şarkılar var. Sahne repertuvarınızda daha çok nostaljik parçaların hakim olduğunu görüyoruz. Bu eski şarkılara duyduğunuz özlemden mi kaynaklanıyor? Profesyonel olarak şarkı söylemeye başladığımda eski caz parçalarından oluşan bir programım vardı. Bir süre sonra, Türkçe şarkılar söyleme isteği, eskiye olan sevgimi ortaya çıkardı bir bakıma. Gün geçtikçe de bu çok sevdiğim şarkılardan ayrılamaz hale geldim. Doğal olarak yıllardır sahnede söylediğim ve sanki yeniymişçesine reaksiyon alan şarkılar, çıkan albümlerimde de yer buldular kendilerine. Hem yeni şarkılarım hem de yıllara meydan okuyan klasikler zaman zaman değişim göstererek yer alıyor repertuvarımda. Eski tınıları yeniyle birleştirebildiğim ve söylediğim eski şarkıların, benim sesimden beğeniyle kabul görmesinden dolayı çok mutluyum.

5 yıl sonra müzik dünyasında neleri değişmiş gördünüz? Müzik dünyası oldukça sancılı günler geçiriyor bence. 5 yıl öncesine kıyasla galiba biraz daha zor görüyoruz önümüzü. Korsan ve mp3 mücadelesini kazandığımızda -ki düzene gireceğine dair umutluyum- gelecek kaygısını çok da umursamadan müziğe dair daha fazla şey konuşabileceğiz.

Bu süre içinde hiç unutulma korkusu yaşadınız mı? Unutulma kaygısı, şan, şöhret bunlar çok dünyevi şeyler ve aslında insanı çok da fazla yanılsamaya düşüren ne varsa bunun gibi kaygılarla ilgili. Sağlam temeller atmak hep daha çok ilgilendirdi beni. Dinleyicilerin hafızalarında iyi bir geçmişle yer alınca ara vermiş olarak algılanmak, döndüğümde sadece beni özlemle karşılamalarına sebep oldu.

Sana Bir Şey Olmasın” ve “Büklüm Büklüm” diğer albümlerinizde ilk akla gelen şarkılar. Bu albümde sizce hangileri olacak? “Hıçkırmalısın” ve “Aldım Başımı Gidiyorum” şu anda Türkiye genelinde en çok dinlenen şarkılar. “Yolumu Bulurum” ve “Saklanma” için de çok güzel tepkiler alıyorum bu yüzden objektif bir cevap için zamana ihtiyaç var sanırım.

Albümün hikâyesi kendiliğinden oluştu diyorsunuz. “Yolumu Bulurum” un hikâyesi nedir? Birbirinden farklı kadınların yazdığı, farklı hikayelerden ve hayatlardan öykünmüş şarkı sözleri işin sonuna gelindiğinde tek bir aşk hikayesi olmuştu sanki… Bir de üstüne hissettiğim 5 yıllık özlem eklenince ve de ben “Yolumu Bulurum” gibi bir şarkıyı aslında hikayenin tam odak noktasına hiç de farkında olmadan yazınca, taşlar yerine oturmuş oldu. Tabii ki bu şarkı sözlerinin, sanki asla başka bir müzikle ortaya çıkamayacağı şekilde bestelenmiş olmaları da hikayemizi oldukça güçlü kıldı.

Müziğinizde, bakış açınızda neler değişti tam olarak? Çok ciddi bir değişim geçirmemekle beraber, yaş aldıkça yapmak istediklerim ve amaçladıklarım daha olgunlaştı ve sağlamlaştı diyebilirim. Tarzımı ve yorumculuğumu benimsetebildiğim için bundan sonrasında işler biraz daha kolay ve biraz daha hayal edebilmeye ve değişik renkler kullanma toleransına sahip gidecek.

“MELİH AĞABEYMİ SELAMLAMAK İSTEDİM”

Aldım Başımı Gidiyorum” albümde seslendirdiğiniz bir Çiğdem Talu- Melih Kibar parçası. Melih Kibar’ın müzik yaşamınızda özel bir yeri var. Hangi hislerle seslendirdiniz bu parçayı? Birlikte öyle çok zaman geçirdik ki… Hem bende emeği çok büyük hem de paylaştıklarımız, hem müzik adına hem de yaşa bakmayan dostluklar adına  çok zengin. Birlikte başladığımız albüm projesi yarım kalınca, onun adının geçmediği bir albümün benim için çok eksik olacağını hissettim. Sevgili Çiğdem Talu’nun müthiş sözleri yine sanki geleceği okuyarak en çok Melih Ağabey’i ve onun biraz sessiz, biraz da erken gidişini anlatıyordu sanki. Çok büyük bir sorumluluk hissederek, aslında yanlış anlaşılmaktan çok da korkarak sadece içten bir selamlama isteği ile söyledim ben bu şarkıyı.

Melih Kibar’la ilgili anımsadığınız, düşününce sizi gülümseten ya da duygulandıran bir anınız var mı? O’nun piyano çalışını özlüyorum en çok… Onunla şarkı söylemek başka bir şeydi çünkü… Coşkusu bulaşıcıydı, dünyanın en iyi şarkıcısı gibi hissetmeye ve söylemeye çalışırdınız Melih Ağabey çalarken… Soyadına yakışır, gençlerle genç, ruhu çocuk, müziği olgun müthiş bir insandı. Bence daha yapacak çok şeyi vardı. En olgun döneminde kaybetmiş olmamız müziğimiz için ciddi bir yokluk. Geçmişten bugüne gelen ölmeyecek eserlerinin gücü, aslında bizi en çok anlatan melodileri çağdaş müziğinin içine ustalıkla yerleştirebilmesinden geliyor. O ve onun gibi dünya müziğini iyi bilen aynı zamanda da Türk tınılarını reddetmeyen bestecilerin daha fazla kabul göreceğini düşünüyorum.

KISA KISA YONCA LODİ…
Çok gülen ve gülmeyi çok seven biri Yonca Lodi… Son yıllarda da en çok oğluna gülüyor. “Nefret Ediyorum” gibi olumsuz her türlü cümleyi duymaktan hoşlanmıyor. Müzik, tek kelimeyle tüm bir yaşam onun için… Bugünlerde günlerini daha çok çalışarak, yazıp çizerek, projeler üstünde fikir üreterek geçiriyor… Anadolu Yakası’nın Boğazı’na yakın oturduğu için de sahil yürüyüşleri büyük kurtarıcı oluyor. En sevdiği şarkılar; “Bu Su Hiç Durmaz (Bülent Ortaçgil), “İçimdeki Fırtına” (Melih Kibar) ve  “Seni Kimler Aldı” (Sezen Aksu) … İzlemekten bıkmadığı birçok film var ama hiç tarzı olmamasına rağmen sadece müziği nedeniyle “Görevimiz Tehlike”yi seviyor. Lodi, soyadı… Yani sanılanın aksine kendisine takılmış bir lakap değil…10 yıldır evli ve 3 yaşında bir oğlu var. İşini dışarıda bırakarak, kendisine ve sevdiklerine değer verecek şekilde yaşamaya çalışıyor. Müzik ve ev hayatı arasındaki dengeyi ise; “Rujumla koltuklar boyansa bile gülmeye çalışarak” koruduğunu söylüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder